Sitede aranacak metin :

 
   Ana Sayfa
   Yazılar
   Fıkralar
   Antolojim
   Sair Maho
   Mizahi Siirler
   Mizahi Yazılar
   Duvar Yazıları
   Ilginc Haberler
   Deyim Hikayeleri
   Faydalı Linkler
   Müzik



Google

ATEŞ PAHASI


Osmanlı padişahlarından biri, adamlarıyla birlikte avlanmaya çıkmıştı. Bir ceylanın peşinden koşarlarken zamanın nasıl geçtiğinin ayırdına varamadılar.
“Biz nerelere geldik böyle?” diyerek çevrelerine bakındıklarında hava kararmaya yüz tutmuştu.
Gök kararmakla kalmamış, şiddetli bir rüzgar ve ardından da savruntulu bir yağmur bastırmıştı. Hünkar ve adamları, bu dağ başında bulabildikleri bir kulübeye kendilerini zor attılar.
Sığındıkları kulübede, geçimini odunculuk yaparak sağlayan yoksul bir köylü yaşıyordu. Adamcağız bu Tanrı konuklarını içeri aldı, onlara elinden geldiğince yardımcı olmaya başladı.
Padişah kendini özellikle tanıtmak istememişti; ama yoksul oduncu onun kim olduğunu anlamakta gecikmedi. O nedenle ocağa büyük büyük odunlar atıp kulübeyi iyice ısıttı.
Dışarıda hem ıslanıp hem üşüyen padişah ve adamları bu durumdan pek memnun kalmışlardı. Geceyi orada rahatça geçirdiler. Hatta padişah bir ara çevresindekilere, “Doğrusu şu ateş bin altın eder” diye de söylendi.
Ertesi gün yola çıkmadan önce padişah oduncuya önce memnuniyetini bildirdi:
“Efendi! Bizi ihya ettin. Harlı ateşin sayesinde geceyi pek rahat geçirdik” dedi ve sordu:
“Söyle bakalım borcumuz ne kadar?”
Oduncu, kırk yılda bir eline geçen bu olanağı değerlendi ve parayı biraz yüksek söyledi:
“Bin altın yeter, beyzadem” dedi.
Ödemeleri padişah adına yapan vekilharç, böylesi yüksek bir bedeli duyunca kızgınlıkla çıkıştı:
“Ne masraf ettin ki bin altın istersin bre densiz?” dedi.
Oduncu, istediği bedelde ısrar etti:
“Sabaha değin ateşi aynı kıvamda tuttum, bu az şey midir?” dedi. “Böyle bir dağ başında böyle bir ateş az bulunur.”
Vekilharç yine dayattı:
“Ama ateş bu denli pahalı olur mu hiç?” dedi. “Dağdan kestiğin odunu yakıyorsun, başka hiçbir masraf ve emek harcamıyorsun ve bu denli yüksek para istiyorsun...”
Konuşmanın bu yerinde padişah araya girdi ve vekilharcına buyruğunu bildirdi:
“Ateş iyiydi, Ağa” dedi. “Şimdi pahasını verin...”
Ateşi karşılığında oduncunun böylesi yüksek bir bedel istediği, kısa sürede halk arasında yayıldı.
Bu olaydan sonra değerinin üstünde fiyat biçilen mallar ve hizmetler için “Ateş pahası” sözü kullanılmaya başladı. Bu söz yıllar geçtikçe yaygın kullanılan bir deyime dönüştü.
Umulana göre çok pahalı bulunan fiyatlar hakkında bugün de “Ateş pahası” deyimi kullanılmaktadır.

Bütün Dünya

Kategori » Deyim Hikayeleri


Mahmut Esat ERYILMAZ © Tüm Hakları saklıdır...